Selamlar Millet! (:
Yine ben geldimmmmmm. Vee yine son zamanlarda aşık olduğum hatun Tarryn Fisher ile geldim *-* Galiba bu durum bir süre daha böyle devam edecek. Çünkü kadın yazıyor arkadaş! :)
Lafı çok uzatmadan tanıtım bültenine geçiyorum;
Münzevi yazar Senna Richards otuz üçüncü yaş gününün sabahına uyandığında her şey değişmiştir. Kendisini elektrikli tel örgülerin ardındaki bir kafese tıkılmış ve karların ortasındaki bir eve kilitlenmiş olarak bulan Senna'nın, neden kaçırıldığını öğrenmek için kendisine bırakılan ipuçlarını takip etmekten başka şansı yoktur.
Özgürlüğünü geri istiyorsa, dönüp geçmişine bakmak zorundadır. Fakat geçmişi aslında hâlâ hayattadır... Ve onu kaçıran kişi de bulunacak gibi değildir. Kurtuluşu pamuk ipliğine bağlı olan Senna, kısa zaman içinde tüm bunların bir oyun olduğunun fark edecektir. Hem de çok tehlikeli bir oyun.
Ve sadece gerçek onu serbest bırakabilir.
Veee geldik benim yorumuma;
Tarryn'ın anlatımını ne kadar sevdiğimi, ne kadar benimsediğimi diğer sosyal medya hesaplarımı takip edenler beş bin kere duydular zaten. O yüzden daha fazla tekrar etmeyeceğim :P
Ama kadın gerçekten güzel yazıyor, ben n'apayım :)
Senna, bir kadının hatta bir insanın yaşayabileceği en iğrenç şeyleri yaşıyor ne yazık ki. Terk ediliyor, tecavüze uğruyor, göğüs kanseri oluyor ve en son bir eve kapatılıyor!
Annesi tarafından çok küçük bir yaşta terk edildiği yetmiyormuş gibi yıllar sonra bir de sevdiği(ni sandığı) insan tarafından da terk ediliyor ve asıl ruh eşi karşısına çıktığında bilinç altının oynadığı oyunun farkına varamadan onu hayatından kovuyor.
Sonra bir gün gözlerini buz gibi bir odada açıyor. O odaya nasıl geldiği, nerede olduğu, yalnız olup olmadığı tamamen meçhul... Olaylar da tam olarak o andan sonra başlıyor aslında. Geriye dönüşler, hikaye içinde yer alan başka hikayeler, akıl oyunları ve daha nicesi...
Bazı kişiler şimdiki zamanlı anlatımları sevmezler, bazıları da geri dönüşlerin çok fazla olduğu, takip edilmesi gereken çok fazla olayın olduğu kitapları. Açıkça söylemek gerekirse Grey'i okumaya çalıştığım zamanlarda ben de şimdiki zamanlı anlatımdan iğrenmiştim. Ama Tarryn nasıl yapıyorsa beni ele geçirebiliyor. Kitabı okurken adeta onunla bütünleşiyorum. Senna'nın hisleri, uyanışları, çırpınmaları hatta soğuktan donuyor olması. O satırları okurken iliklerime kadar o soğuğu hissettim diyebilirim. Onunla birlikte korktum. Onunla birlikte gerçeği fark ettim ve onunla birlikte ters köşe oldum.
Evet, kitabın sonunda oyunu başlatan kişiyle ilgili çok fena ters köşe oldum, yalan yok! :)) Eminim bu konuda yalnız değilim. Olmamalıyım yane! :))
Aşağıya beni çok etkileyen birkaç alıntı bırakıyorum. Aslında çok daha fazlası var ama ben sadece birkaç tanesini paylaşacağım! :))
"Korku
Korku
Korku"
"Eğer bir tanrı olsaydı," dedim, " benden nefret ettiğini çok rahat bir şekilde söyleyebilirdim. Çünkü hayatım kötü olayların bir özeti gibi. Hayatına ne kadar insan dahil edersen, o kadar kötülük dahil edersin."
"Hayatının aşkıyla, ruh eşin arasındaki fark ne?
Biri seçim, diğeri değil."
"İnsanlar başka birinin ağırlığını taşımak için yaratılmamışlardır. Daha kendimizi zor taşıyoruz."
"Belki de başka birisinin ağırlığını taşımak, kendi ağırlığımızı biraz olsun hafifletiyordur."
"...Söylemediğin her şeyi duydum. O kadar yüksek sesliydi ki görmezden gelemedim. Sessizliğin, Senna. Sessizliğin çok yüksek sesli."
"Bir sevdaya takılıp kalmak ise tamir etmesi gerçekten çok zor bir durumdu. Kanser gibi, diye düşündüm. Tam ondan kurtulduğunuzu düşündüğünüzde geri teper."
"Güvende olan kimdi? Hiç kimse. Dünyada hiçbir zaman güvende olmayacağımızı garantileyen çok fazla kötü şey vardı."
"İnsanlar yalan söyler. Sizi kullanır ve yalan söylerler. Ve bunları nasıl sadık olduklarını ve sizi asla terk etmeyeceklerini anlatırken yaparlar. Kimse böylesine bir söz veremez, çünkü hayat mevsimlerden ibarettir ve mevsimler değişir. Değişiklikten nefret ederdim. Değişikliğe güvenemezsiniz, güvenebileceğiniz tek şey değişimin gerçekleşeceği gerçekliğidir. Ama bu gerçekleşene kadar ve siz öğrenene kadar onların aptalca ve saçma sözlerine inanırsınız. İnanmayı seçersiniz, çünkü inanmaya ihtiyacınız vardır."
"Bağlı hissettiğiniz ilk insan annenizdir. İki atardamar ve bir damardan oluşan bir kordonla bağlanırsınız. Sizinle kanını, sıcaklığını ve hayatını paylaşarak hayatta kalmanızı sağlar. Doğduğunuz zaman doktor o kordonu kestiğinde yeni bir şey şekillenir. Duygusal bağınız."
~~
"Sen benim gerçeğimsin, Isaac. Beni özgür kılan sensin. Hepimiz öleceğiz. Ama ilk ben öleceğim. Ve hayatımın en son saniyesinde aklımda sen olacaksın."
~~
Neyse efenim, kısacası Siyah Damar'ı da
İlik'i sevdiğim kadar sevdim ve herkese tavsiye ederim. Puanım da tabi ki de 5! (:
Keyifli, huzurlu günler, mutluluk hep sizinle olsun! :*
Kocaman Sevgilerimle,