23 Ocak 2024 Salı

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 231 ~~

Selamlar Sevgili Blogcum!

 DeepTone tarafından organize edilen Ağaç Ev Sohbetleri'nin bu haftaki konusu Manxcat'ten gelmiş.

Ölümle burun buruna olduğunuz bir anda normal koşullarda asla yapmam dediğiniz bir şeyi yapar mısınız? Hayatta kalmak için ölmüş bir insanı parçalayıp yiyebilir misiniz? Hayatta kalma iç güdünüz ağır basar mı yoksa ben insanlığımı (nedir insanlık?) kaybetmeden ölmeyi yeğlerim mi dersiniz?


Bu konuyla ilgili Kar Kardeşliği filmini izlediğimden beri sürekli düşünüp duruyordum. Hatta filmle ilgili yorumlarımı yazarken demiştim ya duyguları öylesine içinizde hissediyorsunuz ki normal şartlar altında en iğrenç bulacağınız şeyin bile olması gereken olduğunu kabul ediyorsunuz diye. Hah! İşte tam olarak bundan bahsediyordum. 

 Normalde elbette hiç kimse bir insanı parçalayıp yiyemez. Bu canice, iğrenç ötesi bir şeydir ama gelin görün ki şartlar bazen insanoğluna asla olmaz dediğini oldurur, kesinlikle yapmam dediğini yaptırır... 

Bu filmi izlemeden önce yazıyor olsaydım belki de farklı şeyler yazardım emin de değilim. Zira insan yaşamadığı bir şey hakkında çok kolay yapmam etmem diyebiliyor. Empati kurması çok zor, yaşamayan bilemez dedikleri türden bir tecrübe aman Allah da yaşatmasın! 

Filmin sonlarına doğru kurtuluş yolunu bulmak için arkadaşlarından ayrılırken kız kardeşi ve annesinin cesetlerini yiyebileceklerini söylediğinde tüylerim diken diken olmuştu. İnsan böyle bir şeye nasıl izin verebilir? Belki de çoktan kendisi de annesini ve kardeşini yedi ama farkında bile değil, diye düşünürken buldum kendimi.
Bir diğeri ise aldığı yaradan sonra iyileşemeyeceğine inandığından kendini feda ediyor ve arkadaşlarına cesedini yiyebileceklerini söylüyor. Nedir bu gerçek fedakarlık mı? Yoksa korkaklık mı? Peki geride kalanlar? En yakın dostunun cesedini yiyerek hayatta kalmaya katlanabilir mi? 
Allah'ım gerçekten kimseyi böyle bir şeyler yaşamak zorunda bırakmasın. Düşüncesi bile tüyler ürpertiyor. Hayat gerçekten bazen çok acımasız olabiliyor.

Bir anne olarak düşünüyorum: Çocuğumun yaşaması için her şeyi yapar mıyım? Yaşamak için bu kadar kendimizden geçmemize değer mi? Kendim için asla böyle bir şeyi kabul etmem ama çocuğumun yaşaması için böyle bir şeye izin verir miyim? Sonuçta kimse öldürülmüyor, zaten ölmüş olanlar yeniyor, öyle değil mi?..

Peki ya ölüler de bitince?
Bu sefer güçlü olan güçsüz olanı öldürmeye başlamayacak mı? Ya da herkes kendince gruba en faydasız olduğunu düşündüğü kişinin öldürmesini istemeyecek mi? Yaşanacak kaosu düşünmek bile başımı ağrıtıyor!

Allah kimseyi böyle acı bir tecrübeyle başbaşa bırakmasın, düşüncesi bile dayanılmaz şeyler hissettiriyor... 


Lütfen önümüzdeki haftanın konusunu daha iç açıcı bir şey olarak belirleyelim Deepcim :)


Yeniden görüşünceye dek kendinize çok ama çok iyi bakın.

Kocaman Sevgilerimle,


MyReal

NOT: GÖRSEL GOOGLE'DAN ALINTIDIR.

9 yorum:

  1. "Kar Kardeşliği" filmini izlemedim. Ama izleyen pek çok arkadaşımızın nasıl etkilendikleri ile ilgili görüşler okuduk.
    Hayal gücümüzün sınırları nerelere kadar uzanır, gerçekle gerçek üstü arasındaki hayaller bizi nasıl kuşatır? AN'ı yaşamak alışkanlıklarımızı ne ölçüde değiştirebilir?
    Bir kez yaşanan bir deney, denekleri ne ölçüde, nasıl etkiler?
    Sadece yaşamak için 100 kez ölmeye değer mi?
    Hayat "her şeye rağmen" yaşamaya değer mi...?
    Ötenazi istemek gibi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Açıkçası birçok insan özellikle de dini açıdan ötenaziye aşırı derecede karşı ama bence eğer kişinin aklı dengesinde bir problem yoksa bu kararı gayet aklı başında olarak alıyorsa neden olmasın?
      Engelli, yaşadığı her ana lanetler eden onlarca insan var? Acılar içindeler eğer dayanamıyorsa sırf kendimiz öyle istiyoruz diye o insana neden acı çektirelim ki?
      Benim için esas olan aslında başkasına zarar verememek. Bu ceset yeme olayını da o yüzden kabullenemiyorum. Hani ölmüş de olsa o bir insana ait. Bilemiyorum, çok karışık zor bir durum.
      Ama belki de böyle film ve kitaplarla buna hazırlatılıyoruz...
      Zira pandemide aylarca kapının önüne çıkamadık. Öncesinde "Bird Box - Kafes" gibi kitapları okuduğumuz şok oluyorduk ama benzerini yaşarken hiç de garipsemedik... Belki de o kitaplarla bilinç altımıza bazı sebeplerden insanların evlere hapsolacağını kodlamıştık...

      Sil
  2. Belki bazen üçüncü bir yol vardır, Aslı. Bilmiyorum, ama nedense bu tür bir önceden hazır olma hali, yaşanacak olan hadiseye tam hazırmışız gibi hissetirmiyor, o anda. Anlatamadım :) Yani önceden ne planlarsak planlayalım, gerçek andaki eylemin yerini tam olarak tutmuyor, imgeleme devredışı sanki bu tür durumlarda... Çok uzattım. Yaşamadan bilinmiyor ve amin Allah hayırlı bir ömür nasip etsin diyerek mevzuyu tatlıya bağlayıp kaçıyorum :) Selamlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selamlar Selimhan Kalkan

      Makbule öğretmenime yazdığım yorumda da söylediğim gibi belki de bu duruma hazırlanıyoruz ama farkında değiliz...
      Gerçekten de böyle bir şey yaşamak zorunda kalmadan, güzel bir hayat sürelim, inşallah :)

      Sil
  3. ayy pekii sen de sohbet konusu bul amaaağ :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deeptone
      Hımmmm düşüneceğim ve bulunca sana ileteceğim 😉

      Sil
  4. Bu sohbet dolayısıyla Kar Kardeşliği filmini izledim. Ben şahsen yapamazdım gibi geliyor ama anı yaşamadıkça ne dediğimizin önemi yok. Hayat o kadar tatlı mı bilemiyorum. Ötenazi hakkının da bir insan hakkı olduğunu düşünüyorum. Böylesine zor kararlarda uzak ve esen kalın.

    YanıtlaSil

İlk fırsatta cevap vereceğim!.. (:
I will reply your comment as soon as possible! (: